20 Mart 2012 Salı

Kayseri & Kapadokya

İlk iki turun sonunda "her ay mutlaka bir yere gidelim" derken bir baktık ki aradan aylar geçmiş, biz de henüz bir planlama bile yok. Bunu farkedince Bahar'la gaza geldik, Hasan'ı da ikna edip Kayseri'ye bilet aldık. Umut zaten tura katılmak için hazırdı, plana Kapadokya'yı da ekleyince Şebnem'in de gönlü oldu ve kadromuzu tamamladık.


Kayseri'de ilk durağımız Nostalji Sofrası oldu. Yeni binalarına taşınmışlar, bu sebeple henüz kahvaltı yapılacak bölümleri düzenlenmemiş. Biz yine de biraz oturup, çay içelim, çok övdükleri katmerlerini de deneyelim dedik. Bu sırada yeni pişmiş gözleme ve bazlamaya da dayanamadık, onlardan da sipariş verdik. Katmeri beğendik hatta eve de aldık. Tahinli olduğundan yanında bal vs gibi şeylere yemek için çok uygun. Ama diğerleri için pek birşey diyemeyeceğim. Ayrıca eve paket mantı ve çorbalık kesme de aldık. Henüz deneme fırsatım olmadı, deneyince onlar hakkında da yorum yaparım :)
 

Buradan sonra biraz Kayseri'yi gezelim dedik ama pek bir şey bulamadık :( Kaleye gittik, içerisinde pek de gezilesi olmayan dükkanlar var, onun dışında çevrede de pek bir şey yok. Biraz pastırmacıları gezdik, sucuk tattık. Sonra rotamızı sucuklarının çok iyi olduğunu duyduğumuz Hacılar Köyü'nde bulunan Karamavuşlar Et ve Gıda'ya çevirdik.


Her turun yemek açısından bir favorisi oluyor, bizim için de bu turun favorisi burası oldu. Yemek yenilen bir yer değil, ancak alışveriş yaparken pastırmanın tadına epey baktık. Evde döndükten sonra da aldıklarımızı deneme fırsatımız oldu. Ben zaten rengine tav oldum :) Gerçekten harikalar, bundan sonra sucuk pastırma siparişimizi nereden vereceğimiz belli oldu.


Bu alışverişle birlikte içimiz rahat bir şekilde yolumuza devam ettik. Öğle yemeği için durağımız Kaşıkla Restaurant oldu. Tadına bakmak istediğimiz öyle çok şey vardı ki, çözümü herşeyi ortaya söylemek de bulduk :) Öncelikle hepimiz az mantı istedik. Mantı çok lezzetli idi, ben çok sevdim. Keşke tam porsiyon alsaymışım.


Yağlama da cidden değişiklik ve güzel bir yemekmiş, çok hoşuma gitti. Buranın su böreği çok farklı, ince hamurlaşmamış bir börek. Biraz fazla yağlı olması dışında o da çok başarılı idi. Kayseri'nin gileburu suyu meşhurmuş, öyle olunca deneyelim dedik ama keşke deneseydik. Bu kadar çirkin kokan bir içeçek daha olamaz, denemeseniz de olur yani :)


Yağ mantısı da çok lezzetli idi ama bana ağır geldi. Belki de çok yediğimiz içindir :) Sucuk içi aldık ama o bana göre değilmiş, pek hoşuma gitmedi. İçimizde bir tek Umut beğendi sanırım. Artık birşeyler yiyecek yerimiz pek kalmayınca midemizi çayla rahatlattık.


Biraz sohbet, muhabbet sonrası tatlıya geçtik. Mekanın sahibinin özel tatlısı olan Necmiye Hanım tatlısı yedik, çok hafif güzel bir tatlı. Denemenizi tavsiye ederim. Buradan ayrılırken de yine paket mantılardan almayı ihmal etmedik. Aslında carrefour'larda ve İstanbul'daki şubelerinde satılıyormuş, ama olsun biz yine de yerinden aldık :)


Kayseri'de yapacak birşey olmadığına karar verince, Göreme için yola erken çıkalım, akşamki FB-GS maçına yetişelim dedik. Yol boyunca gözümüze çarpan tek şey Erciyes oldu. Gerçekten çok heybetli ve güzel. Gitmesek de bir fotoğrafını çektik.


Yaklaşık bir saatlik yolculuk sonrası Göreme Inn Otel'e ulaştık. İçeri girip, yerleştiğimizde ne kadar doğru bir karar verdiğimizi anladık. Hem otel çok güzeldi, hem de çalışanları çok kibar ve yapıcıydı. Bir daha Göreme'ye gitsek yine bu otelde kalmak isteriz sanırım. Gidecek olan herkese de tavsiye ediyorum.


Maç izlemek için çıkmadan önce herkese ufak bir sürpriz yaptım. 20 Mart Bahar'ın doğum günü. Öyle olunca oteldekilerle önceden konuşup, pasta ayarlamalarını rica ettim. Lobide buluştuğumuzda pastayı getirdiler, Bahar bile şaşırdı. Kendine gelmesine ihtimal bile vermediği yüzünden anlaşılıyordu :)


Otelden çıkıp, dolaşmaya başladık. Göreme çok güzel bir yerleşim bölgesi. Cafeler, dükkanlar, peri bacaları mükemmel bir ambiyans oluşturuyor. Hem gezip, hem de maç yayını olan bir yer aradık. İstediğimiz gibi bir yer bulamayınca ipad'den izlemeye karar verdik. Rasgele bir cafe'ye oturduk. Mydonose Cafe sempatik bir yer, servis konusunda da çok hassaslar. Biz çok beğendik, çok keyifli bir mekan.


Yine her turda olduğu gibi bu turda da sabah aç uyandık :) Bu kadar yemek yiyip, yine bu kadar acıkan başka kimse var mı çok merak ediyorum. Kendimizi direk otelin kahvaltı salonuna attık. Herkesin gelmesini beklerken biraz dışarıyı seyrettik. Balonla gezenleri görünce pişmanlık duymadık değil. Bu sefer olmadı ama mutlaka balona binmek istiyorum. En kötü Egemen 10. senemizde gideceğimize söz verdi :P Ona güveniyorum.


Evet, belki balona binemedik ama atv'ye bindik. Kapadokya'yı gezmek için en doğru tercih sanırım bu. Hepimiz için farklı bir deneyim oldu, hiçbirimiz daha önce atv'ye binmemişiz. Çamurla kaplanmak dışında hiçbir şikayetimiz yoktu. 2 saat boyunca hem çok eğlendik, hem de Gül vadisi, Kızıl vadi, Aşıklar vadisi ve Çavuşin'i gezmiş olduk.


Temizlendikten sonra gezmeye devam ettik. Peri bacaları önünde fotoğraf çektirip, Ürgüp'e doğru yola çıktık. Öğle yemeği için Asmalı Konak'ın çekildiği evde bulunan Old Greek House'a gidelim demiştik. Öyle olunca Ürgüp'te durmayıp, Mustafapaşa'ya gittik. Ancak aradığımızı bulamadık. Popülerlik bu mekana yaramamış. Sonra Ürgüp'e geçtik, önce Turasan Şarap ve Tadım ofisine uğradık. Malesef ne ortamı, ne de tattığımız şarapları beğenmedik. Karnımızda iyice acıkınca Avanos'a doğru yola çıktık.


Zerdali Restaurant'ın bazlamasını güzel olduğunu duyduğumuz için istikametimiz burası oldu. Benzin istasyonu yanında bir mekan olduğunu görünce beklentimiz çok düşmüştü, ama yediğimiz yemeklerden gayet memnun kaldık. Testi kebabı, papara, pastırmalı kaşarlı bazlama sipariş ettik. Hepsini beğendik. Hatta karnımızı çok doyurmuşuz, akşama acıkamadık bile.


Yemekten sonra, Avanos'u gezmeye başladık. İlk durağımız Simya Çömlekçilik idi. Burası mağaradaki bir dükkan. Hemen hemen herşeyi çok beğendik, hatıra olsun diye herkes birşeyler aldı. Biz otelde görüp beğendiğimiz hitit testilerinden almayı tercih ettik. Egemen bir tane de kendi yapmaya çalıştı ama sonucu biz göremedik ;)


Alışverişi de tamamladıktan sonra Kızılırmak çevresinde dolaşmaya başladık. Küçük bir yerleşim yerine göre epey yer var, turistik olmanın faydası da bu olsa gerek. Irmağın çevresinde dolanmak güzel de, üzerinden geçmek epey sallantılı :) İlginç bir sallanan köprüleri var, yürümesi çok zor.


Zamanımız azalınca tekrar Kayseri'ye doğru yola çıktık. Sırada yemek için gitmemiz lazım dediğimiz yerlerden biri olan Elmacıoğlu İskender vardı. Buranın sarması çok güzel demişlerdi ama ben aradığımı bulamadım. Bamya çorbası bence çok lezzetli idi. Her ne kadar tok olsak da, buranın mantısını da denemeden gitmeyelim dedik. Belki tokluk, belki başka bir şey ben Kaşıkla'nın mantısını daha çok beğendim.

"Şu son mantıyı yemesek iyiydi" diyerek havaalanına doğru yola çıktık :) Artık herşey bitip, uçağımızı beklerken çok yorgunduk ama hiç pişman değildik.

Nostalji Sofrası: 0 352 2350909
Karamavuşlar Et ve Gıda: 0 352 4421015
Kaşıkla Restaurant: 0 352 3263075
Elmacıoğlu İskender: 0 352 2239999

Mydonose Cafe: 0 384 2712850
Zerdali Restaurant: 0 384 5113785

Göreme Inn Hotel: 0 384 2713111
Oz Cappadocia: 0 384 2712159 (Atv kiralama)
Simya Çömlekçilik: 0 384 5115533

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder